Keşke Dememek!
Şu anda teknedeyim, hava dışarıda 7 derece ve telsiz yarım saatte bir “gale warning” yani fırtına uyarısı veriyor. Yunan telsiz kanalı 15 dakikada bir seyire çıkmayın diye “security warning” veriyor.
Bulunduğum koy Bodrum, Karaincir. Demirlediğim yer beş metre kumluk.
Demirim 22 kilo Ultra hesabı (derinlik x 5) + tekne boyu diye yaptım ve onluk zinciri 37 metre döşedim. Sağnaklar 40+ sabit rüzgar 35-36 knot esiyor.
Tek düşüncem yarın sabah nasıl güzel bir gün olacağı, oradan oraya savrulurken şarap kadehimi zaptediyorum tekne içinde devrilmesin diye.
Endişenin tedbire, tedbirli olmanın tetikte olma ile birlikte keyfe dönüştüğü tuhaf bir geceyi yaşıyorum.
Eskilerin tabiri ile “ay yatakta kaptan ayakta” , iki gün önce dolunaydı, ondan kalan koca sarı yuvarlak Emecik üzerinden fırladı pupamda gezinip duruyor.
Her halükarda tulumum, su geçirmezlerim ve botlarım alesta, telsizim açık en ufak bir demir tarama veya beklenmeyen ters durum halinde plan(larım) hazır.
İki hafta önce Güvercinlik’te lodos fırtınasında demir taradım, makina çalışmadı, derken akıl ettiğim by-pass elektrik sistemi sayesinde hemen 20 metre zincir boşaltıp tarama hızımı azalttım. Sahil güvenliğe telsizle bilgi geçip durumu bildirdim, bu arada by-pass elektrik sistemim sayesinde çöken motor akümü servis aküleri ile paralelleyip motorumu çalıştırdım ve demir kaldırıp balçık zemine yeniden attım.
Sabaha kadar 36-42 kt sağnaklarda hiç kıpırdamadık çok şükür. Tedbirler tedbirler ama unutmamalı ki tatsız bir şey bir kere başa gelir ve telafisi mümkün olmayan hasarlara zararlara sebebiyet verebilir. Mesele “keşke daha önce akıl etseydim” dememek. Bu vesile ile birçok denizci kardeşimi ve adaylarını yüzeysel “hangi tekne daha iyi, hangi teknenin salması ne olmuş, kimde osmosis çıkmış, onun motoru kaç beygir” gibi içi boş sorulardan ziyade emniyetli seyir, manevra, demirleme ve benzeri hayati konuları değerlendirip planlı olmaya davet ediyorum.